top of page

"" için 458 öge bulundu

  • Patates Kızartması Ekmekçik

    Size patates kızartması tadında, yapımı çok basit ve beş dakika süren, çok güzel bir ekmekçik tarifi hazırladım :) Malzemeler: 🌺 3 küçük patates, rendelendiğinde 1 su bardağından biraz fazla 🌺 Tuz 🌺 2 dolu yk karabuğday unu 🌺 Tavayı ıslatacak kadar zeytinyağı Un için, glutensiz beslenme kaygınız yoksa tam buğday unu, siyez unu gibi dilediğiniz her türlü buğday unu da olur. Glutensizler içinde de kıvama bakarak nohut unu, sorgum unu, glutensiz yulaf unu da olur diye düşünmekteyim :) Patatesleri rendeledim. Tuz ekleyip iyice ovdum ve suyu çıktı. Sonra ununu ekledim ve yoğurdum. Ellerimi ıslatarak şekil verdim. Zeytinyağı koyduğum tavada pişirdim. Yapım videosuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://www.instagram.com/p/C4NjFfmIAYm/ Afiyetler olsun :) Sema

  • Vücudumuzu Tanıyalım: Aylık Döngülerimiz

    Biz neden erkeklerden bu kadar farklıyız? Bizi neden anlamıyorlar? Bir hafta önce yapabildiğimiz veya yapmak istediğimiz bir şeyi, bir hafta sonra istemiyoruz. Erkekler bunu anlayamıyor. Bu yazıyı okurlarsa, belki biraz anlayabilirler.  Yukarıdaki soruların cevabı, "Kadınlar kompleks bir döngü içerisinde de o yüzden." Sorun bizde değil; devamlı değişen hormonal döngümüzün etkisindeyiz :) Şimdi size, 1 aylık döngümüz içinde yaşadığımız hormon değişimlerini anlatacağım. 1. fazda, regl olduğumuz güne 1. gün dersek, ilk 10 günde müthiş bir östrojen üretimi yapıyoruz. İşte bu östrojen üretiminin olduğu günlerde enerjimiz tavan yapar; koşabiliriz, atlayabiliriz, dans edebiliriz. İşlerin hepsini “Çekilin ben geliyorum.” diyerek ‘Zeyna’ gibi kucaklayıp, her şeyi halledebiliriz. Yağ yakımı için de en uygun zaman. Bu dönem resmen uçabiliriz.  2. fazda, ürettiğimiz bu östrojenin yanına, progesteron ve testosteron da eklenir. Tam bir hormon kokteyli, yumurtlama dönemi, yaratıcılık zamanı.. Eğer yeni bir iş yapmak istiyorsak, yeni bir proje yapmak istiyorsak, bebek yapmak istiyorsak -zaten doğa bize o özelliği vermiş- bu yumurtlama dönemi, tüm bunlar için muhteşem bir dönem.  Sonra 3. faza geçiyoruz; artık östrojen çekiliyor ve progesteronun baskın olduğu bir döneme giriyoruz. Döllenme olduysa embriyonun tutunması için, döllenme yoksa da 2. döngünün başlaması için çok önemli bir dönem. Progesteronun salınabilmesi için istediğimiz şey, bu dönemi daha sakin, daha içimize kapalı, kendimizi daha fazla mutlu ederek geçirmemiz. Progesteron üretimi için vücudun daha çok zevk aldığı şeyleri yapmaya ihtiyacı var. Ama bu, oturup çikolata yemek demek değil; sinir sisteminin sakinleşmesi demektir. Sinir sistemi parasempatiğe (yani sakinlik, dinlenme sistemi) daha fazla geçmeli. Stres hormonu kortizol gün içinde yükselse de (bu kaçınılmaz), mutlaka hatırlayıp durdurmamız lazım. 3-4 kez sakin nefes alıp vermek, 1-2 sayfa sevdiğiniz bir şey okumak, bir şarkı dinlemek, denize veya bir ağaca bakmak, sakin yürüyüşler yapmak gibi. Bu dönemde vücudun karbonhidrat ihtiyacı daha fazla olabilir. Ama bu ihtiyacı pizza/çikolata vb. şeyler yiyerek değil; kurubaklagiller, meyveler, kinoa, tatlı patates, bal kabağı gibi sağlıklı karbonhidratları arttırarak karşılayabiliriz. Bütün ay bu döngü içerisinde dönüyoruz. Bir sonraki kanamanız başladığında yine aynı döngü dönecek ve bu böyle senelerce gidiyor. Sonra “Bu erkekler bizi anlamıyor.” diyoruz :) Anlayamazlar; çünkü bu kadar karışık bir hormon döngüsü altında değiller. Belki siz bile bazen anlayamıyor olabilirsiniz. Umarım, paylaştığım bu bilgiler yardımcı olur. Siz de faydalanmasını istediğiniz kadın ve erkeklerle paylaşabilirsiniz :) Hepinize sevgiler, Sema

  • Tuzlu Kekçikler

    Kahvaltıya, çay saatine, dışarıda taşımaya hazırlayabileceğiniz, glutensiz, tok tutan tuzlu kekçikler geldi :) Bu tarifte iki versiyon hazırladım. Biri düşük karbonhidratlı ve glutensiz, diğeri ise glutensiz; hangisini isterseniz. Glutensiz -3 yumurta -4 yk karabuğday unu -İncecik kesilip tuzla ovulmuş ıspanak -1 çk kabartma tozu -1/4 çb zeytinyağı Düşük Karbonhidratlı ve Glutensiz -3 yumurta -1,5 yk lupin unu -2 yk badem unu -İncecik kesilip tuzla ovulmuş ıspanak -1 çk kabartma tozu -1/4 çb zeytinyağı Malzemeleri karıştırdım; azıcık yağladığım muffin kabına döktüm. Üzerine ay çekirdeği, susam serptim; çörek otu, haşhaş vs. de olur. 160 derece önden ısınmış turbo fırında 20 dakikada pişti. İstediğiniz unla yapabilirsiniz. Kıvam videosunu ve fırına vermeden önceki halini aşağıda görebilirsiniz. Afiyet olsun :) Sema

  • Mindfulness ve Meditasyona Başlangıç Eğitimi

    Uzun, uzun, çok uzun zamandır istediğim bir şeyi bugün hayata geçirebildim ve eve gelir gelmez bilgisayar başına oturup bu yazıyı yazıyorum. Pandemiden beri ilk kez yüz yüze olacak şekilde, özenle hazırladığım mindfulness programım başlıyor. 4 hafta boyunca, Bostanlı Ay Yoga'da beraberiz. Senelerdir hem mindfulness tecrübe ediyorum, hem de öğretiyorum. Benim hayatımı değiştirdi. Jon Kabat Zinn ekolünden MBSR eğitmeni olduktan sonra duramadım. Travma Duyarlı Mindfulness, Mindfulness Temelli Yoga Eğitmenliği, dünyanın en önemli Mindfulness eğitmenleri olan Tara Brach ve Jack Kornfield'den Mindfulness Meditasyonu Eğitmenliği ve mentörlüğü eğitimleri aldım. Hatta bir tanesi hala devam ediyor. Senede bir kez mindfulness sessizlik inzivalarına gidiyorum. Ben bu yolda kendimi buldum ve artık bunları size yüz yüze, aynı çemberin içinde aktarmak için inanılmaz heyecanlıyım. Bu program kimlere uygundur? Gündelik hayatla başa çıkmakta zorlanan, hayata daha sakin bakmak isteyen, yaşananlara daha az tepkisel durmak isteyen, duygularını ve duyumlarını görmek isteyen, zihni ve bedeni ile daha derin bir ilişkiye girmek isteyenlere, aslında kendini tanıyıp, kendini keşfetmek isteyen herkese uygundur. Katılım için herhangi bir ön koşul yoktur, istekli olmak dışında :) Mindfulness içi boşaltılmış ama aslında içi çok dolu olan bir kavramdır. Bilimsel olarak etkileri kanıtlanmış, zihnin ve beynin yapısını değiştiren, stres kontrolünde etkili, yaşamı anlamlandıran, iç dünyanızla ve kendinizle, hayatınızla gerçekten iletişime geçmenizi sağlayan, NBA, Google, Ingiltere Parlamentosu gibi yerlerde kullanılan, Harvard Üniversitesi'nde kürsüsü olan, dünyada tıp dünyasına girmiş bir yaklaşımdır. Stresi yok edemeyiz; ama stresi karşılayış biçimimizi değiştirebiliriz. Bedenimize ve zihnimize verdiği zararları azaltabilir, dayanıklılık kapasitemizi bu program ile genişletebiliriz. Travma duyarlı, sinir sistemini dengeleme odaklıdır. Buluşmak için heyecanla bekliyorum. Yer : Ay Yoga - Bostanlı Saat : 13:00-14:30 arası Tarihler : 27/01/2024 Cumartesi 03/02/2024 Cumartesi 10/02/2024 Cumartesi 17/02/2024 Cumartesi Ücret : 4 hafta için 2.500 TL KDV dahil Aşağıdaki linkten kaydınızı kredi kartı ile yapabilirsiniz veya EFT ile ödemek isterseniz info@semaozpekmezci.com dan banka bilgilerini alabilirsiniz. https://front.sanalposentegrasyonu.com/#/product/100236/1352 * Programa kişi sayısı ile katılımcı aldığımızdan, 20 Ocak 'tan sonra iptal veya iade yapılamamaktadır. Sevgilerimle Sema Özpekmezci Hadjichristofi

  • Zeytinli Tahin Ekmek

    DKYY beslenmeye çok uygun, kahvaltı/ilk öğün için hazırladığım çok güzel bir tarifle geldim. Şu öğün karbonhidrattan düşük, yağdan çok yüksek. Böylece kan şekerini dalgalandırmadan saatlerce tok tutacak. Bu sistemi bu yüzden çok seviyorum işte. Böyle beslenme yapmıyorsanız da bu tarifi mutlaka denemenizi isterim; çünkü aşırı lezzetliydi. -70 gr, ortalama 5 yk tahin -3 yumurta Çırptım. Tahin çırpılınca un konmuş gibi koyulaşıyor. -10 tane bademli yeşil zeytini kestim, ekledim. -30 gr Göğermiş peyniri koydum. Hani kupkuru, küflü tel peynir var ya, işte o. -Azıcık tuz, üstüne susam Döküm tavaya 1 çk sade yağla döktüm. Kapağını kapadım ve altı kısık olarak enfes pişti. Fırında da yapılır; ama böyle çok hızlı oluyor. YARISI salata ile benim ilk öğünüm oldu. Yarısı yarına. Yapım aşamaları ve kıvam videosuna bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.instagram.com/p/CzQt1z7oZ1c/?igshid=ZmllOXQwMDdjdWl5&img_index=1 Aynı anda eşime de yaptım. O da üstte, pembe tabaktaki. Ona da 2 yumurta, 2 yk karabuğday unu, 1 yk nohut unu, 2-3 kaşık süt, azıcık tulum peyniri rende ekledim. Onu paylaşmak aklımda yoktu; aşamalarını çekmemişim, ama çok da önemli değil. Bunları karıştırıp pişirdim işte. Onun da üstünde ay çekirdeği içi var. O glutensiz, benimki de düşük karbonhidratlı beslenenlere gelsin. Bu DKYY tariflerini ve paylaşımlarımı eskiden Instagram'da #semanindusukkarbhayati etiketinde toplardım. Biz bu işlere 2016'larda başladık :) Instagram'da etikete girip baktığınızda koca bir mazi ve yüzlerce tarif var. Aynı etiketten eklemeye devam edeceğim. Tek fark, o zaman süt ürünü çok tüketirdim; ama Rosacea’dan sonra ve zararlarına hakim olduktan sonra artık onu da kestim sayılır. Çok nadir, hobi niyetine :) Şimdiden afiyetler olsun. Sevgiler, Sema

  • Lupin Unu ve Bir Tarif

    Bugün size, ülkemizde yeni bir un olan Lupin Unu’nu basit bir tarifle anlatacağım. Lupin, bakla ailesinden bir baklagil, bu da onun unu. En önemli özelliği, yüksek lifi ile kan şekerini çok dengede tutması, yavaş yükseltmesi; yani karbonhidrattan çok düşük. 100 gramında 2-3 gram net karbonhidrat var. DKYY beslenmeye tam uygun. Çok lifli olduğu için azıcık kullanmak yetiyor; doyuruculuğu yüksek. Un bol sıvı çekiyor. Bence tadı tuzlulara uygun. Tatlıya nasıl olur, bilemedim :) Ama deneyeceğim. Adı tatlı lupin unu; ama tadı tatlı değil. İngilizce’de bu bakla cinsinin adı 'Sweet Lupin' olduğu için öyle çevrilmiş. Tabii ki glutensiz. Düşük karbonhidrat beslenirken çorbalara kıvam vermek için, sebzeleri kaplamak için kullanıma uygun bence. Benim yaptığım gibi poğaça, ekmek gibi de kullanılabilir. Şu notu da eklemeden geçemeyeceğim. DKYY beslenmek devamlı unlarla ekmekler yapıp yemek değil. İnsanın canı arada çekerse kullanmalık :) Ben unu yumurtasız bağlayamadım. Krep yapmaya çalıştım, tamamen parçalandı. Yumurta ile güzel bağlandı. Keten tohumu, karnıyarık otu tozu bağlar. Ben tarifte en basitinden gittim. Çok da güzel oldu. 🌸5 yk lupin unu 🌸5 yk zeytinyağı 🌸1 yumurta 🌸1/2 normal boy çb su 🌸4 yk lor (yağlı peynir çok yakışırdı bence) ve azıcık tuz Hepsini karıştırdım. Islak elle şekil verdim. Glutensiz unlarda bu en büyük yardımcı; yoksa ele yapışıyor. Üstüne susam serptim ve 160 derece turbo fırında 30 dakika pişirdim. Bazılarının şeklini yuvarlak yaptım, bazılarını içi pişmezse diye düz. Hepsinin içi pişti :) Ben unu sevdim. Düşük karbonhidratlı beslenmiyor bile olsanız, diğer unlardan aldığınız yüksek karbonhidrattan kaçmak için güzel bir alternatif olabilir. Bekleyenlere bir inceleme olsun bu. Bilmeyenlere de tanışma :) Yapım aşamaları ve kıvam videosuna bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.instagram.com/p/C2WmzweIRRw/?utm_source=ig_web_copy_link&igsh=MzRlODBiNWFlZA== Şimdiden afiyetler olsun. Sevgiler, Sema

  • Düşük Karbonhidratlı Pizza

    Düşük karbonhidratlı, glutensiz, saatlerce tok tutacak, son derece lezzetli bir pizza tarifi ile geldim. Hamuru için; 🌸 2 yk badem unu 🌸 1 yk lupin unu 🌸 1 yumurta 🌸 2 parmak rendelenmiş eski kaşar 🌸 1/2 çay kaşığı sarımsak tozu (Lezzeti katladı.) Üzeri için; 🌸 2 parmak rendelenmiş eski kaşar 🌸 2 yk zeytinyağı ile sotelenmiş soğan ve ıspanak Hamur malzemesinin hepsini yoğurdum. Hamuru yaydım; 150 derece önden ısıtılmış fırında, 10 dakikada pişti. Üstüne soğanla sotelenmiş ıspanak ve yine 2 parmak eski kaşarı ekledim. Fırını bu sefer ızgaraya çevirip üstten sadece peyniri eritecek kadar bekledim. Kıvam ve şekil verme videosuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. Kıvama uyarak dilediğiniz unla yapabilirsiniz. https://www.instagram.com/p/C3Ir2fIIp4D/ -Dilerseniz hamurun altını tek başına, üstüne bir şey sürmelik ekmek gibi de yiyebilirsiniz. -Üstü klasik pizza gibi de olabilir. Her sebze ve peynirle yapabilirsiniz. Nasıl besleniyorsanız beslenin deneyebilirsiniz. Fakat “Glutensiz, düşük karbonhidratlı, sağlıklı şeyler lezzetsiz olur.” diyorsanız, bunu lütfen hemen deneyin ve nasıl lezzetli olduğuna inanamazsınız :) Afiyetler olsun 😊 Sema

  • Hamileliğe Hazırlık

    Bu hafta Instagram'da paylaştığım bu konu çok ilgi görünce, her zaman ulaşabilmeniz için bloga da taşımak istedim. Instagram'da konuyla ilgili uzun bir video var; dilerseniz buradan da okuyabilirsiniz. ‘Bedenimi hamileliğe hazırlıyorum.’ ‘Kendimi hamileliğe hazırlıyorum.’ ‘3 ay sonra bebek planlıyorum; onun için kendime iyi bakmaya başladım.’ Böyle e-mailler alıyorum. Bu maillerin hepsini de kadınlardan alıyorum. Sevgili hemcinslerim, biliyorum hamile kalmaya çalışırken çok yıpranıyorsunuz. Bu konuda dikkat çekmek istediğim bir şey var; lütfen bunu tek başınıza üstlenmeyiniz. Siz buğday çimi suyu içerken partneriniz ‘çokomel’ yer, kola içerse olmaz. Sebepsiz infertilitede her şey 50/50’dir. Sperm, içerinin dışa vurumudur. Tüp bebek merkezlerinde, yeni jenerasyonda tek bir erkekten alınan milyonlarca spermden bir tane sağlıklı sperm seçemiyorlarmış; biliyor musunuz? Bu sorumluluğu lütfen tek başınıza üstünüze almayınız. Neden alıyorsunuz? Bu işte hem ruhen, hem bedenen berabersiniz. Peki nereden başlayacağız? İçgüdülerimizden başlayacağız. Üreme, yemek yeme, su içme, uyuma.. Bunlar bizim hayatımızı devam ettirebilmemizi sağlayan, insanlığın var olduğu günden beri içgüdüsel olarak tekrarladığı şeyler. Ancak bu şekilde varlığımızı devam ettirebiliyoruz. Bunlar birer içgüdüdür; kimseden öğrenmeye ihtiyacımız yoktur. Ama ne oldu da, son 50-70 senede çok büyük bir üreyememe, hamile kalamama durumları başladı? Ne değişti de, yemek yemek, tuvalete çıkmak, uyumak kadar doğamızda olan “üremek” çok komplike bir hal aldı? Bunun altında çok fazla neden var. En önemlisi de beslenme. Son 50-70 yılda beslenmemiz çok değişti; yediğimiz, içtiğimiz şeyler çok bozuldu. İnanılmaz miktarlarda fabrikasyon gıda tüketmeye başladık. İnsan bedenine ve işleyişine bir bütün olarak baktığımızda, hormon sağlığı, hücrelerimizin sağlığı, asidik PH düzeyimiz, inflamasyon düzeyimiz.. Bunların hepsi, yeni bir hücre oluşumu, yeni bir embriyo oluşumu için etkendir. Ve hep dediğim şey, 2 kişi ile oluyor bu; sadece tek kişiyle değil. Yapmamız gereken şey, yediğimizi, içtiğimizi mümkün olduğunca 100 sene öncesine geri döndürmek. En basitinden bütün şu paketli gıdaları bırakmak. Çikolatası, gofreti, işlenmiş ekmekler, beyaz rafine karbonhidratlar, şeker ve tatlılar, alkol ve sigara.. Lütfen, erkekler için de söylüyorum; çok önemli. Alkol ve sigara olan bir spermden embriyo çıkabilmesi çok zor. O yüzden lütfen önce buradan başlayın. Biliyorum, belki alışkanlıkları bırakmak zor; ama buradan başlayacağız. Ben şimdi görüyorum; 10 yaşında çocuklar ellerinde ‘ice tea’ içiyorlar. Devamlı bunu içen, devamlı ‘çokomel’ yiyen bir erkek çocuğunun sperminin sağlıklı olması nasıl beklenebilir? Böyle bir şey mümkün değil. Çünkü sperm dediğimiz şeyi vücudumuz üretiyor. İçeriye giren gıda iyi değilse, çıkan sperm de kaliteli olmuyor. Bir başka taraftan, kadın tarafından bakalım. Rahmin kan akışı için, sağlıklı bir üreme için insülinin normal seviyelere inmesi lazım. Yani açlık insülininin 5 ve altında olması lazım. Beyaz karbonhidratları, tatlıyı, kolaları, gazozları bırakmak; bol sebze, iyi kalitede protein, kurubaklagil, kuruyemişlerle doymak lazım. Birkaç tane meyve ile de, çok istiyorsanız tatlı ihtiyacınızı giderebilirsiniz. Yapacağımız tüm beslenme şekli bu. Gördüğünüz gibi onun tozu, bunun yaprağı, dağların tepesinden şu, bu değil; "En öze dönmelisiniz." diyorum. En doğal, en öz beslenmeye döneceğiz. Buraya dönmekten başka çaremiz yok. Aslında bu beslenmeyi sadece üreme için düşünmeyelim. Bu beslenmeyi her şey için, her otoimmün rahatsızlık için düşünebilirsiniz. Çünkü bunların hepsi, aslında otoimmün rahatsızlıklardan çıktı. 50 sene önce otoimmün rahatsızlık mı vardı? Fazlasıyla fabrikasyonlaşan gıdadan, kötü tohumdan, kötü yapılan tarımdan, çok fazla kullanılan zirai ilaç/zehirden oldu. İçinde o kadar kimyasal ve tarım kalıntısı varken, vücudun sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi mümkün değil. Ve sağlıklı olmayan, güvende olmayan bir bedende de, yeni bir canlının yetişebilmesi mümkün değil. Bu konunun bir başka tarafı, stres yönetimi dediğimiz bir şey de var. Stres hayatımızda var. Bu stresi hayatımızdan çıkartabilmemiz, örneğin işten ayrılabilmemiz,  dağların tepesine taşınabilmemiz vs. mümkün değil. O zaman ne yapacağız? Bunun bedenimize verdiği zararları, nasıl en aza indirebileceğimize bakacağız. Bunun için de birçok teknik var; çok da karmaşıklaştırmamak lazım. Bir hobiyle ilgilenmek, ekranlardan biraz uzaklaşmak, çok fazla negatife maruz kalmamak.. Dışarıda yürüyüş yapmak olabilir; kan dolaşımı için çok faydalıdır ve özellikle kadınlarda rahim sağlığı için devamlı hareket etmek çok iyidir. Sevdiğiniz hobiler edinmek, meditasyon ve yoga yapmak olabilir. Sonuç olarak, stresi bir şekilde kontrol etmek gereklidir. Bedenimiz devamlı stresteyken, ‘savaş-kaç’ modundayken üreme için uygun ortam sağlanamıyor. Bedenimizin parasempatikte, yani dinlenmede ve huzurlu bir durumda olması gerekiyor. Biliyorum çok stresli bir şey, her ay bir yıkıntı yaşıyorsunuz ve bu sizi çok zorluyor. Ama bu adımları atın, biraz böyle deneyin. Çünkü bu işe buradan başlayacağız. Önce bedenimizi fabrika ayarlarına geri döndüreceğiz.  Umarım herkes için gönlündeki neyse o olsun, eğer hayırlıysa olsun. Son olarak da bunu söylemek isterim; çünkü bu işte o da çok önemli. Hepinize sevgiler, Sema

  • Chi Gong Monthly Classes

    Happy new year with new challenges and learnings. But also health and peace of mind. The new year finds me in the beautiful land of Urla and I would like to take the opportunity to share with local people my learnings. So, we start a journey at the beautiful Bizim Bahçe to explore health and mental balance with the ancient Taoist practice of Chi Gong. What is Qigong? Qigong is a mind and body wellness practice integrating movement, posture, breathing, and awareness. It is defined by: Some form of movement or body positioning, A focus on breathing, A cleared or calm state of mind with a goal of Deep states of relaxation. The word CHI GONG is a combination of two ideas: Chi, the vital energy of the body Gong, the skill of working of the qi Medical qigong for health and healing consists primarily of: Awareness Exercises Physical movements Breathing exercises Chi-gong is the most profound health practice ever invented by mankind for the prevention of illness, reducing stress, managing chronic conditions, increasing longevity, and promoting healthy, active aging." Tom Rogers, President, Qigong Institute. What are the benefits? Qigong initiate the “relaxation response,” which is fostered when the mind is freed from its many distractions. Qigong enhance the efficiency of the immune system. Qigong improves circulation Qigong strengthens ligaments Qigong prevents joint injury Qigong builds bone density Qigong improves flexibility FACE TO FACE CLASS Place: Bizim Bahçe - Urla Day&Time: Every Tuesday - 10:00-11:00 Price: 2000 TRY/Month You could use the link below to pay online. https://front.sanalposentegrasyonu.com/#/product/100236/1354 If you would like to pay via electronic bank transfer, please contact Tuğçe via her email info@semaozpekmezci.com   ***Monthly payments for face to face classes could be made in person as well. ONLINE CLASS There is also an online class for those that can not attend the class in person. A Zoom link will be provided before each class. Day&Time:  Every Saturday - 17:00-18:00 Price:  2000 TRY/Month You could use the link below to pay online. https://front.sanalposentegrasyonu.com/#/product/100236/1355 If you would like to pay via electronic bank transfer, please contact Tuğçe via her email info@semaozpekmezci.com   Notice: ** Please be informed that class language will be English and basic level of English would be needed. *** Please do not request any cancellation or refund after 20th of January since we could have limited participants. Regards, Constantinos Hadjichristofi Chi Gong Aylık Dersler Yeni öğretilerle dolu, mutlu bir yıl dilerim. Aynı zamanda, sağlık ve huzur dolu bir yıl geçirmenizi dilerim. Yeni yılı güzel Urla'da karşıladım ve bu fırsatı kullanarak sizlerle bildiklerimi paylaşmak istiyorum. Bizim Bahçe'de, kadim Taoist Chi Gong pratiği ile sağlık ve zihinsel dengeyi keşfetmek üzere, güzel bir yolculuğa başlıyoruz. Qigong nedir? Qigong, hareket, duruş, nefes ve farkındalığı bütünleştiren bir zihin ve beden sağlığı pratiğidir. Şu şekilde tanımlanır: Hareket ve beden dengesinde bir akış, Nefese odaklanma, Sakin ve açık bir zihin, Derin rahatlama hali. CHI GONG kelimesi iki fikrin birleşiminden oluşur: Chi, bedenin yaşamsal enerjisi Gong, chi üzerinde ustalaşma becerisi Sağlık ve şifa için medikal qigong , temel olarak şunları içerir: Farkındalık egzersizleri Fiziksel hareketler Nefes egzersizleri "Chi-gong, insanlık tarafından keşfedilmiş en derin sağlık pratiğidir. Hastalıkları önleme, stresi azaltma, kronik durumları yönetme, ömrü uzatma ve sağlıklı, aktif yaşlanmayı destekleme konusunda etkilidir." Tom Rogers, Qigong Enstitüsü Başkanı Faydaları nelerdir? Qigong, zihnin dikkat dağıtıcılardan arındığı zaman ortaya çıkan "rahatlama süreci"ni başlatır. Bağışıklık sisteminin etkinliğini artırır. Dolaşımı iyileştirir. Bağları güçlendirir. Eklem yaralanmalarını önler. Kemik yoğunluğunu artırır. Esnekliği artırır. YÜZ YÜZE SINIF Yer: Bizim Bahçe - Urla Başlangıç Tarihi: 23 Ocak 2024 Gün ve Saat: Her Salı - 10:00-11:00 Fiyat: 2000 TL /Aylık Kredi kartı ile ödemek isterseniz aşağıdaki linkten kaydınızı yapabilirsiniz. Kayıt linki: https://front.sanalposentegrasyonu.com/#/product/100236/1354 EFT ile ödemek isterseniz info@semaozpekmezci.com  adresine yazmanızı rica ederim. Başka sorularınız da olursa, yine aynı mail adresinden Tuğçe Hanım yardımcı olacaktır. ***Yüz yüze dersler için ödemeleri aylık olarak, elden de yapabilirsiniz. ONLINE SINIF Yüz yüze sınıflara katılamayanlar için online sınıf da bulunmaktadır. Her ders öncesi bir Zoom bağlantısı gönderilecektir. Başlangıç Tarihi:  26 Ocak 2024 Gün ve Saat: Her Cumartesi - 17:00-18:00 Fiyat: 2000 TL /Aylık Kredi kartı ile ödemek isterseniz aşağıdaki linkten kaydınızı yapabilirsiniz. Kayıt linki: https://front.sanalposentegrasyonu.com/#/product/100236/1355 EFT ile ödemek isterseniz info@semaozpekmezci.com  adresine yazmanızı rica ederim. Başka sorularınız da olursa, yine aynı mail adresinden Tuğçe Hanım yardımcı olacaktır. ÖNEMLİ: ** Derslerde konuşma dili İngilizce'dir ve başlangıç seviyesi İngilizce gerekmektedir. *** Eğitime   kişi sayısı ile katılımcı aldığımızdan, 20 Ocak 2024 'ten itibaren iptal veya iade yapılamamaktadır. Sorulmaması ve istenmemesi rica olunur.   Sevgiler, Constantinos Hadjichristofi

  • Yağları Sevelim!

    Senelerdir bize hep yağdan kaçmamız gerektiği söylendi. Her zaman düşük yağlı diyetlere yönlendirildik. Market raflarında yağı azaltılmış ürünler pek gözde oldu; fakat bir gerçek vardı ki, bir grup yağ son derece sağlıklıdır. Kaçınmamız gereken yağ grubu farklıyken, genelleme hepsi için yapılmıştı. Bugün bu iyi yağları anlatmak istedim; çünkü benim hayatımda bir başka dönem de düşük karbonhidrat/yüksek yağ (Dünyadaki adı Low Carb High Fat) ile tanışmamla başladı. 1 sene öncesine kadar, devamlı şekerim düşecek korkusu ile çantamda, arabamda, toplantıda, yolda, ofiste, her yerde yiyecek bulundururdum; çünkü şekerim düştüğünde gerçekten hiç sevimli olmuyorum. Hem toparlanmam saatler sürüyor, hem de yakınımdaki insanlara eziyet çektiriyorum; çünkü hipoglisemi insan bünyesine fena bir sinirlilik hali veriyor. Biri bana “Bundan kolayca kurtulacaksın.” deseydi, sanıyorum rüya gördüğünü söylerdim; ama oldu. Karbonhidrat, diyabet hastalığı veya riski olanlar icin büyük çıkmazlar yaratıyor. Diyabet hastası olmasanız da, sağlıklı bireylerde bile aynı etkiyi yaratıyor. Maalesef hepimiz karbonhidrat tüketmeye o kadar alışmışız ki, elimiz hep ekmeğe, krakere, mısır patlağına, sunta bisküvilere gidiyor. Şekerimiz düşüyor, karbonhidrat yiyoruz. Karbonhidrat anlık tatmin ediyor; ama sonra tekrar hızla şekeri düşürüyor ve yine acıkıyoruz. Senelerce içinde dolaştığım bu kısırdöngüden karbonhidratları, iyi yağlar ile yer değiştirerek kurtuldum. Yağların kalorisi fazla diye düşünebilirsiniz; ama her kalori aynı değildir. 100 kalori kraker ile 100 kalori bademin bedeninize verecekleri aynı olamaz. Kraker boş kalori iken, badem size lif, protein, bol E vitamini verir. Hangi yağları tüketmeliyiz? Badem, fındık, ceviz gibi yemişler: Kolesterolü düşürür, kalp dostudur. Atıştırmalık olarak ara öğünlerde bir meyve ile harika olur. Avokado: Bel çevresini incelten meyvedir. Tok tutar. Bence en çok bu yağı sevelim. Kahvaltıda yarım avokado ile dereotlu beyaz peynir ezmesi harika olur. Bütün yumurta: Yumurtanın sarısının adı çıkmış. Kolesterolü yükseltmenin aksine düşürür. Artık yalnızca yumurtanın beyazını yemek demode oldu. Yumurtayı tam tüketmek, size doğada başka hiçbir besinde bir arada bulunmayan vitaminleri verecektir. Fıstık ezmesi: İşte bu benim aşkım. Ama sadece katkısız, 100% fıstıktan yapılan ezmeleri tüketmemiz lazım. İçlerinde ekstra palm yağı, şeker vs. olanlarına itibar etmeyiniz. Yarardan çok zararı olacaktır. Fıstık ezmesi, yüksek protein ve doyuruculuğu ile en güzel yağlardan biridir. Spor öncesi enerji kaynağımdır. Ev yapımı fıstık ezmesi tarifimi aşağıda ekledim. Evde hızlıca 5 dakikada yapabilirsiniz. Zeytin ve zeytinyağı: Zaten zeytinyağı cenneti bir ülkede yaşıyoruz. Yüksek ısıya maruz bırakmadan, doğanın bize sunduğu bu ilaç gibi meyveyi gönlümüzce kullanalım. Yağını salatalarda, mezelerde, kendisini kahvaltıda veya atıştırmalık olarak aralarda bol bol tüketelim, sağlık kazanalım. Keten tohumu: Yüksek Omega-3 kaynağı. Bir karabiber öğütücüsüne koyup buzdolabında muhafaza edebilirsiniz. Tüm yemeklerin üzerine, tuz karabiber ekler gibi, keten tohumu ekleyebilirsiniz. Yalnız, göğsünde kist veya kist şüphesi olanların dikkatli tüketmesi gerekiyor. Ayçekirdeği ve kabak çekirdeği gibi tohumlar: Bunlar da benim canım. Neredeyse tüm salatalarımda, yulaf lapalarımda baş köşedeler. Somon, sardalya, uskumru gibi yağlı balıklar : Şanslıyız ki ülkemizde somon hariç diğer tüm balıklar deniz balığı ve içlerinde iyi yağ barındırıyorlar. Maalesef bizde somon çiftlik yetiştirmesi olduğu için tüketilmemesi gerekiyor. Doğal olarak avlanmış somon bulunabilirse ne ala… Bu ürünleri beslenmenizde tutmanın size faydası çok olacaktır. Normal öğünlerinizdeki klasik karbonhidratları iyi yağlar ile değiştirdiğinizde ne kadar tok kaldığınıza şaşırabilirsiniz; çünkü yağlar karbonhidratların aksine vücuda fazla insülin salgılatmaz. Ama bu güzel yağları tüketirken mutlaka porsiyonlarına dikkat etmemiz lazım ki kilo almayalım. Ev yapımı, katkısız, 100% fıstık ezmesi tarifi Kavrulmamış fıstıkların kabuğunu soyuyoruz ve güçlü bir rondada kıvam alana kadar çekiyoruz. İçine bir çimdik tuz, biraz bal veya pekmez de katabilirsiniz. Suda ıslatılıp şişirilmiş hurma da çok yakışıyor. Hem kendiniz rahatlıkla tüketebilir hem de çocuklarınıza, sevdiklerinize gönlünüz rahat bir şekilde yedirebilirsiniz. Fıstığın ezmeye dönüşüm aşamalarını yukarıdaki resimde görebilirsiniz. Püf noktası biraz sabırlı olmak… İçinde iyi yağ bulunduran bu besinleri her şekilde kullanabilirsiniz. Çeşitlerini ve detaylarını görmek için Instagram hesabım “semaozpekmezci” ye bakabilirsiniz. Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. Bu yazım www.hthayat.com'da 27.12.2016 tarihinde yayınlanmıştır ve siteden alınmıştır. #hthayatyazılarım

  • Glutensiz Tahıllar ve Unlar - Bilgiler, Kavramlar, Oranlar

    Sizlere, rehber niteliğinde bir bilgi demeti hazırladım dostlar. Glutensiz beslenmeye geçen, bu beslenmeyi duyan, denemek isteyen, merak eden herkese rehber olmasını dilerim. Tüm tahıl ve unları bir yerde topladım. Hepsinin, teker teker normal buğday unu ile oran kıyaslamasını yaptım. Bazı markaların sıvı çekme oranlarında değişiklik olabiliyor; ama genelde, 3 aşağı 5 yukarı kıvamlar bu oranlarda tutar. Elimden geldiğince öz anlatmaya çalıştım. Bunun şeker alternatifleri versiyonunu çok sevmiştiniz. Umarım bu da çok işinize yarar. Bilgiler, ilk kitabım Sema’nın Sağlıklı Mutfağı’ndan :) Glutensiz beslenmek demek, fabrikasyon veya insan yapımı, nişasta ve kıvam vericilerle elde edilmiş "glutensiz un"ları kullanmak demek değil. Market raflarında "glutensiz un" adıyla satılan ürünler, yüksek oranda nişasta içeriyor; aslında yararından çok zararı var. Kullanılabilir glutensiz unlar, doğasından glutensiz olan tahıl, yemiş, çekirdek ve meyvelerin unlarıdır. Hindistan cevizi Unu Benim mucize unum. O kadar yoğun lifli ki içine eklenen sıvıları hortum gibi çekiyor. Bu özelliği ile çok tok tutuyor, insülin ve şekeri dengeliyor. Tadı harika. Hem tatlıya, hem tuzluya uyuyor. Hindistan cevizi tahıl olmadığı için bu un da doğal olarak glutensiz oluyor. Kıvam oranlaması: Normal buğday ununun 1 su bardağı, 3 yemek kaşığı hindistan cevizi ununa denktir. Karabuğday Unu Adının Türkçe’de buğday diye geçmesi kafa karıştırsa da, aslında kendisi bir buğday türü değil, bir bitkinin tohumudur. Greçka diye de geçiyor. Genellikle kavrulmuşu satılıyor ve kavrulmuşunda isli bir tat ve koku oluyor. Ben bu isli tat ve kokuya bayılıyorum; ama sevmeyeni de çok. O yüzden daha nötr bir tat arayanlar, kavrulmamış greçka ya da ununu tercih edebilirler. Kıvam oranlaması: Normal buğday unu kullanılan tariflerde 1/1 ölçüye denk gelir. Kinoa Unu Kinoa da tahıl olmadığı için, kendisi doğal olarak glutensizler grubuna giriyor. Pirinç ve bulgurun kullanıldığı her yerde kullanılabiliyor. Dolayısıyla unu da glutensiz unlar kategorisinde. Kıvam oranlaması: Normal buğday unu kullanılan tariflerde 1/1 ölçüye denk gelir. Pirinç Pirinç de doğal olarak glutensiz tahıllardandır. Rafine/beyaz pirinç olmayan kabuklu, siyah, kırmızı, kepekli tüm pirinçler glutensiz beslenmeye uygundur. Ununda glisemik indeks çok yükseldiğinden fazla kullanılmamasını öneririm. Badem Unu ya da Kuruyemiş Unları Bademi, fındığı, rondoda çekerek elde edeceğiniz unlar da glutensiz oluyor; ama bu tür unları yağ oranları ve yüksek kalorileri açısından daha dikkatli kullanmakta fayda var. İçlerindeki iyi yağlara zarar vermemek için de, pişirmede 150 dereceyi geçmemek gerekiyor. Kuruyemişlerin içlerindeki vücudumuza yararlı yağlar, yüksek ısılarda bozuluyor. İşte zaten bu nedenle, kuruyemişleri hep çiğ yememiz gerektiği söylenir. Kavrulmuş bir kuruyemişten bırakın fayda almayı, sadece yüksek kalori ve yapısı bozulmuş yağ alıyoruz. Yulaf Ezmesi ya da Unu Yulaf ezmesi aslında doğasında glutensizdir; ama üretildiği tarlalarda ve paketleme esnasında geçirdiği işlemlerle, aynı yerlerde genelde buğday ve buğday ürünleri de olduğu için çapraz bulaşma riski yüksek gıdalardan biri oluyor. Çapraz bulaşmadan geçecek glutenden endişe ediyorsanız, piyasada özel üretim, glutensiz sertifikalı yulaf ezmesi bulmak mümkün. Şayet çölyaklıysanız veya bir otoimmün hastalığınız varsa serifikalı glutensiz yulaf ezmesi alabilirsiniz. Kıvam oranlaması: Yulaf unu, normal buğday unu kullanılan tariflerde 1'e 3/4 ölçüye denk gelir; yani 1 su bardağı normal un yerine, 3/4 su bardağı yulaf unu kullanabilirsiniz. Kurubaklagil Unları Kurubaklagiller de özünde glutensiz olduğu için, unları da otomatik olarak glutensiz oluyor. Bunlar nohut unu, kuru fasulye unu, mercimek unu gibi uzayıp gidebilir. En çok kullanılan genelde nohut unu. Ben yine kurubaklagilleri olduğu gibi, tane şeklinde yemeyi tercih ve tavsiye ediyorum; çünkü un haline gelen her şeyin glisemik indeksi yükseliyor. Fakat normal rafine bir un kullanacağıma, glisemik indeksi biraz yükselmiş olsa da, kurubaklagil unlarını tercih ediyorum. Kıvam oranlaması: Nohut unu çok sıvı çekiyor. Normal buğday unu kullanılan tariflerde 1'e 1/2 ölçüye denk gelir. Örneğin; 1 su bardağı normal un yerine, 1/2 su bardağı nohut unu yeterli oluyor. Kuru fasulye ve mercimek ununda da bu oran 1'e 3/4 şeklinde tutuyor. Sorgum Unu Aramıza yeni katılmış unlardan biri. Yerli üretimi var. Yapısı mısır unu gibi biraz taneli. Tadı nötr olan bir un; tatlıya, tuzluya, her şeye yakışır ama glisemik indeksi ve karbonhidratı yüksek bir un. Benim için kullanımı daha az olacaktır. Genelde sebzelere pane harcı yapmak için veya başka unlarla karıştırarak kullanabilirim. Kıvam oranlaması: Sorgum unu, normal buğday unu kullanılan tariflerde 1'e 1 ölçüye denk gelir; yani 1 su bardağı normal un yerine, 1 su bardağı sorgum unu kullanabilirsiniz. Bağlamak için yumurtaya ihtiyaç duyulur. Paylaştığım bu bilgiler umarım sizlere yardımcı olur. Herkese sevgilerimle, Sema

  • Şeker Alternatifleri

    Rafine şekere karşı savaştayız; ama yerine koyduğumuz, ‘’sağlıklı’’ olduğu söylenen diğer şeker alternatifleri ne derece sağlıklı? Şunu bilmek gerekir ki, doğal da olsa, meyve şekeri bile olsa her şeyin fazlası zarardır. Fazla şeker veya fruktoz tüm iç organlarımızı yorar. En çok kullanılan ve sorulan rafine şeker alternatiflerine kısaca değinirsek: Pekmez Geleneksel lezzetimiz pekmez aslında meyveyi kaynatarak öz şekerini çıkartıp şurup haline getirmektir. İçinde eklenti şeker yoksa, kararında tüketildiğinde hem faydalıdır hem de çok lezzetlidir. Fakat pekmez yapılırken yüksek ısıda kaynatıldığında bazı serbest radikaller açığa çıkıyor. Bu bileşenler tekrar ısıtıldığında veya piştiğinde "HMF" olarak kısaltılan "hidroksimetil furfural"e dönüşüyor. Bu maddenin kanserojen ve genotoksik (genleri bozan) olduğu düşünülmektedir. Dolayısıyla, pekmezin pişirilmesini pek önermiyorum. Ayrıca 1 su bardağı pekmezle kek yapıp, bunun sağlıklı olduğunu düşünmek de çok doğru değil; içindeki şeker oranı zaten çok yüksek. 1-2 çay kaşığı tahin içine veya tadının az olduğunu düşündüğünüz bir şeylerin üzerine gezdirilerek, çiğ olarak nadir de olsa kullanılabilir. Bal Şüphesiz ki bal, arıların bize bir armağanı. Çok güzel ve faydalı; fakat bal da piştiğinde tüm özelliklerini yitiriyor. Bal, ısı ile temas ettiğinde arının salgılamış olduğu tüm yararlı enzimler yok oluyor ve saf şeker kalıyor. Ayrıca pekmezdeki HMF sorunu bal için de geçerli oluyor. Hindistan cevizi şekeri Hindistan cevizi meyvesi, içerdiği muhteşem yağ ve lif kalitesi ile faydalı olduğu için hindistan cevizi şekerinin faydalı olduğu gibi bir kanı yayıldı. Hindistan cevizi şekeri, hindistan cevizi ağacının dışındaki odunsu parçalardan yapılıyor; yani içinde meyveden gelen hiçbir parça bulundurmuyor. Bu şekerin %50’si fruktozdur. Bu da hindistan cevizi şekerini, sofra şekeri ile neredeyse aynı yere koyar. Stevia yaprağı Stevia, Brezilya ve Paraguay’da yetişen bir ağaçtır ve yaprakları doğal olarak tatlıdır. Hatta bu ağaca, ‘’tatlı bitki’’ de denmektedir. Stevia, sofra şekerine göre 200 kat daha tatlıdır. Bu yüzden de çok minik oranlarda kullanılmalıdır. Genel bakıldığında, şeker alternatifleri içinde kullanım için en güvenli olan bu yapraklardır; ama bu yapraklarda da keskin olan acımtırak/metalik bir tat var. Bu bazı kişileri rahatsız ettiği için kullanımı çok yaygınlaşamıyor. Tatlandırıcılarda stevia yaprağı ile yapılanlar var; ama bunlara kesinlikle kanmayınız. İçerikte, belli bir oranda yaprak var; ama kalanı tamamen kimyasallardan oluşuyor. %90'ı kimyasal tatlandırıcı, ama şişelerin üstünde ''Stevia'' yazıyor. Çok zararlı tür bir tatlandırıcıdır. Kullanmak isterseniz, kendiniz yaprak formatında alıp rondodan geçirip toz haline getirerek kullanabilirsiniz. (Şimdiye kadar kanıtlanmış bir zararı bulunmamıştır.) Tatlandırıcılar Tablet veya toz halinde satılan tatlandırıcılar (sakarin vs formatı), ‘’diyet’’ içeceklerin içinde kullanılan tatlandırıcılar tamamen kimyasal içeriklidir. Vücuda etkileri, şekerden bile daha kötü olabilir. Bunları kesinlikle hayatınızdan çıkarmanızı tavsiye ederim. Bağırsak florası ve beyin hücreleri üzerinde zararları kanıtlanmıştır. ''Diyabetik'' diye geçen ürünlerin hepsinde bu kimyasal tatlandırıcılar kullanılır. Bir şeyin ''0 kalori'' olması onu sağlıklı yapmaz. Bu kimyasal tatlandırıcılar uzak durmamız gereken, en zararlı olan alternatiflerdir. Erythritol, xylitol da aynı şekildedir. Agave Şurubu Tamamen bir pazarlama dehası. Kendisi bir ağacın reçinesi. Evet doğal bir şey; ama doğal olması onun maalesef sağlıklı olduğunu göstermez. Yüzde 90'ı fruktoz olan bir şurup; yani şekerin olabilecek en zararlı hali. Bu şurup ile yapılan tatlılar, rafine şeker kullanılmışlardan bile daha zararlı ve toksik. İç organları çok yoracak bir yöntem. Evinizde varsa, usulca çöpe atıp arkanıza bakmadan uzaklaşmanızı öneririm. Maple Şurup Agaveye göre daha masum, fruktozu daha düşük; ama yine de ben tüm sıvı tatlandırıcılara mesafeliyim. 1-2 çay kaşığı belki kullanılabilir. Elma Suyu Konsantresi En karşı olduğum şeker alternatiflerinden biri. 750 ml'lik bir şişe, 9 kilo elmadan elde ediliyormuş. (Firmaların birinden aldığım direkt bilgidir.) Zaten üzerindeki besin tablosunu okursanız, karbonhidratının yüksekliği bu bilgiyi bize doğrular. Bu kadar meyvenin fruktozunu (şekerin bize en çok zarar veren hali) lıkır lıkır bedene almak, sofra şekerinden bile kat be kat daha zararlıdır. Adının elma olması, sanki masum gibi gösteriyor ve bir başka hataya da şöyle düşülüyor. ''Nasıl olsa elma suyu ile yaptım; sağlıklı olduğundan daha çok yiyebilirim.'' Bu düşünce ve vicdan rahatlatması ile daha fazla tüketiliyor. Bu şişedekiler elma suyu değildir. Elma suyu ancak evde sıktığınız elma suyudur. Bu şişeden kullanacağınız 1 bardak sıvıda, 3 kilo elmanın konsantre şekerinin bulunduğunu lütfen hatırlayınız. Bir de elmanın en zararlı kısmı alınıp, konsantre hale getirilip şişelenmektedir. ''Şekersiz'' tariflerde, ürünlerde en yaygın olarak bu ürün kullanıldığından en çok bunun altını çizmem lazımdı. Elma suyu konsantresi, size şekerden daha az zararlı bir alternatif değildir. Hatta daha fazla zararlıdır. Bu kadar yüksek bir fruktozu; lifi, vitaminleri, mineralleri olmadan bünyeye lıkır lıkır göndermeyi doğru bulmuyorum ve ben kullanmıyorum. Pekmez, bal ve tüm şuruplarda, sıvı formatlı tatlandırıcılarda (dut özü, hurma özü, hurma suyu, hurma balı...Buraya her gün bir çeşit ekleniyor; gördüğünüz gibi çok çeşit var.), mesele pişmesinden de öte alınan doğal şekerlerin formatları. Çok yüksek fruktoza sahipler ve lifi de olmadığı için kan şekerini hızla yükseltiyorlar. Her zaman ''Şekeri alıyorsak bari bir faydası da olsun.'' derim. Lifi olsun, vitamini olsun. Bunun için de en güzel şey, günde 2-3 porsiyonu geçmeyecek şekilde meyvelerdir :) Hangi formda olursa olsun, şeker şekerdir. Çok fazla tüketildiğinde vücut için toksiktir ve yağlanmayı arttırır. Metabolizmayı, iç organlarımızı direkt etkiler. Benim önerim, her zaman makul seviyede meyve tüketmektir. Pişirmelerde kendim sadece taze meyve ve kuru meyve kullanıyorum ve onları da 150 derece ısıyı geçmeyecek şekilde pişiriyorum. Herkese sağlıklı, mutlu, şekersiz günler dilerim.

Arama Sonuçları

bottom of page