"" için 456 öge bulundu
- Mercimek Köfte
Şimdi adını böyle yazınca klasik mercimekli köfte ile karışsın istemem. Bu başka türlü köfte. Mercimeğe kıyma muamelesi yapılan köfte :) Hayvansal protein ihtiyacımız aslında reklam yapıldığı kadar, anlatıldığı kadar çok değil. Olası kronik hastalıkları engellemek için bitkisel proteinlere de ihtiyacımız var. Ben de canım köfte isteyince bunu yeşil mercimek ile yaptım. Çıtır çıtır harika oldular. Malzemeler : 2 su bardağı haşlanmış mercimek 1 yumurta 5 kaşık buğday ruşeymi (tam buğday unu da olur. Şayet kinoa veya karabuğday unu ile yaparsanız glutensiz olur) Tuz, karabiber, isot, kimyon 1 rendelenmiş havuç 1 dal taze sarımsak veya kuru sarımsak 2 yemek kaşığı zeytinyağı Taze kişniş (maydonoz veya dereotu da olur) Havuç ve kişniş hariç tüm malzemeyi rondodan geçirdim. Daha sonra havuç ve kişnişi kattım. Hepsini yoğurdum. Islak elimle toplar yapıp granit tavada çok az yağ ile pişirdim. Yanına ızgara edilmiş kuşkonmaz ve organik kızıl pirinç pilavı ile servis ettim. Pirinç tercihinizi rafine edilmiş beyaz pirinçten değil, doğal halinde olan, işlenmemiş pirinçten yana kullanmanızı öneririm. #mercimekköfte
- Hindistancevizi satın alma, kırma, saklama kılavuzu
Hindistancevizi almak çok eğlenceli. Elinize alın ve sallayın. Markettekiler size biraz tuhaf bakabilir ama siz eğlenmenize bakın :) İçinde en çok sıvı olan en tazedir ve güzeldir. Hindistancevizi benim çok sevdiğim meyvelerden biri. İçinde çok iyi yağlar barındırıyor ve bu iyi yağlar sayesinde çok tok tutuyor. Kan şekerini dengeliyor. Bol lifli. Dolayısı ile bizim mutfağın sabit yiyeceklerinden. Deneye yanıla en kolay kırma ve saklama yollarını aşağıdaki şekilde buldum. Belki size de lazım olur diye yazmak istedim. Hindistancevizinin üstünde 3 tane nokta var. Bu noktalardan biri çok yumuşak, diğer ikisi biraz sert. Yumuşak olana tornavida gibi bir alet sapladığınızda hemen açılır. Tirbüşon da işe yarıyor. Bu deliği açıyoruz. Bu delikten icindeki suyu bosaltıyoruz ve afiyetle içiyoruz 😊 ya da yulaf lapasının içine katıyoruz. Suyunu boşalattığımız hindistancevizini 2 saat buzluğa atıyoruz. Buzluktan çıkartıp avucumuza alıyoruz ve yatay enden çekiçle 2 kere vuruyoruz, çat diye ayrılıyor. Yerlere atıp, 50 çekiç darbesi ile vurup komşuları başımıza toplamaya hiç gerek yok. Keskin bir bıçakla kek, pasta dilimler gibi kesip, uçlarindan dilimleri kaldırarak parçaları çıkartıyoruz. Parçalar 3-4 gün sonra bozuluyor. Dolayısı ile yiyeceğiniz kadarını buzdolabında tutup kalanını buzluğa koyabilirsiniz. Ben aşağıdaki gibi 2 poşet yapıyorum. Bir poşet 3-4 günde bitene kadar diğer poşet buzlukta duruyor. Hindistancevizini pahalı bulanlar oluyor. Bir hindistancevizi 6 lira civarı. Hatta bazen 4 liraya bile düşüyor. En az 1 hafta hergün atıştırmalık olarak yiyebilirsiniz. Dunyanin en iyi yaglarindan birini almis oluyorsunuz. 5 dkda tüketilen bir kahve ile veya pastaneden alınan bir kek dilimi ile aynı fiyat. Sağlıksız şeylere 6 lira vermek yerine bu muhteşem arkadaşa 6 lira vermek çok daha mantıklı değil mi 😍 #hindistancevizi
- Kuru fasulyeden Tuzlu Kek
Bu aralar Instagram hesabımdaki sevilen tariflerimi de buraya giriyorum ki, bu güzellikler instagramda kaybolup gitmesin. Bu da yine aynı şekilde çok sevdiklerimden biri. Bir kere siyah fasulye haşlamıştım. Fazla haşlamışım, çok yumuşayıp helmelenmişti. Tabii ki atmadım. Ne yapayım diye düşünürken ortaya bu tuzlu kek çıkmıştı. Harika bir 5 çayı eşlikçisi olabilir veya kahvaltıda pratik bir cözüm olabilir. Malzemeler : 3 su bardağı haşlanmış kuru fasulye 2 yumurta Bol lor peyniri Bol maydonoz tuz, karabiber Yarım paket kabartma tozu 3 yemek kaşığı zeytinyağı Üstünü süslemek için susam Susam hariç hepsini mutfak robotunda karıştırdım. Robotunuz yoksa fasülyeleri çatalla ezip, sonra diğer malzemeleri karıştırabilirsiniz. 175 derece fırında 35 dakika kadar pişirdim. Kürdan batırıp pişip pişmediğini test edebilirsiniz. Kürdanınız kuru çıkıyorsa kekiniz pişmiş demektir. Çok güzel, pufidik bir dokusu oluyor. İçine ceviz de çok yakışabilir. Tarifin notu : Bu tarifte tahıl kullanılmadığı için glutensizdir. Kurufasülyeden gelen proteini vardır. Pazar akşamı hazırlayacağınız bu kek size tüm haftaiçine harika bir hazır kahvaltı olur. #glutensiz #kurufasulyeunu #tuzlukek
- Hindistancevizi unlu tava keki
Uzun zamandır ''pancake'' için Türkçe karşılık düşünüyorum çünkü Türkçemizin içinde yabancı dil sözcük kullanmayı hiç sevmiyorum. En güzeli direkt çevirip tava keki demeye karar verdim. Sizin de önerileriniz varsa duymak isterim :) Aslında bu tava kekini çok kez Instagram hesabımda yayınlamıştım ama artık klasiklerden olduğu için burda da bulunsun dedim. Tarifi vermeden önce birazcık hindistancevizi unu hakkında bilgi vermek isterim. * Ben bir ara son kilolarımı vermek için düşük larbonhidratlı beslenmiştim. Bu unu da o zaman keşfetmiştim. O zaman Türkiye'de yoktu. Resimlerde gözüken marka yurtdışından aldığım pakete ait ama burda artık Güzel Gıda'da var, hem de çok güzel. Aynı marka büyük marketlerde de satılıyor. * Hindistancevizi unu tahıl olmadığı için, içinde yapışkan dokuyu vermeyen gluten de olmadığı için çalışması biraz zor bir un ama püf noktalarına dikkat edilirse de çok zevkli. * Tadı harika ama bence sadece tatlılara yakışıyor. Be bir türlü tuzlularla birleştiremedim. * Bol lif içeriyor ve böylece çok uzun süre tok kalmanızı sağlıyor. * Ayrıca çok düşük karbonhidratlı. * İlk başta alırken biraz pahalı gibi hissedilse de aslında uzun vadede düşününce ucuz bile. 1 kaşık hindistancevizi unu ortalama 4-5 kaşık normal una denk geliyor. Çok sıvı kaldırıyor. Dolayısı ile 500 gr un ortalama 1 sene civarı gidiyor. * Bu unla çalışırken yumurtaları çok iyi çırpmak gerekiyor. * Pişirme ısısını da her zaman çok düşük tutmak gerekiyor. İçi ancak ağır ağır pişerse güzel oluyor. * Şayet tava keki yapıyorsak her bir keki 1 yemek kaşığı dökmek gerekiyor ki, hem dağılmasın hem de pufidik olsun. * bu tava keklerinin size ne kadar tok tuttuğuna şaşırabilirsiniz. Malzemeler : 1 yemek kaşığı hindistancevizi unu 2 yumurta 1/4 çay bardağı süt 1/2 çay kaşığı kabartma tozu İsteğinize göre tarçın Sıvı karışımınızın kıvamı çok koyu olmalı. Çataldan biraz akabilmeli. O yüzden süt ekliyoruz ama ben bu resimde gözüken sütün yarısını koydum. Sütü ekleyip kıvamınıza bakın. Şayet çataldan akıyorsa tamamdır. Daha sonra karışımı hafif yağladığınız tavaya birer yemek kaşığı dökerek kısık ateşte pişiriniz. Üstleri göz göz olunca artık arkasını çevirebilirsiniz. Şu anda Ramazan. Bunu akşamdan hazırlayıp sahurda da hyiyebilirsiniz. Sizi diğer yemeklere göre daha tok tutar hem de midenizde şişkinlik yaratmaz. Umarım zevkle tüketiriniz :) Üstüne tahin veya fıstık ezmesi ile meyvelerle çok yakışıyor. Benden söylemesi :) #hindistanceviziunu #glutensiz #tavakeki
- Bademli Elmalı Islak Kek
Daha önce buna çok benzer bir kek yapıyordum. Dün aslında o kekten yapmak için harekete geçtim ama sonra hayat beni başka bir noktaya getirdi :) Aklıma keki badem unu ile yapmak geldi ve iyi ki de gelmiş. Efsane oldu. Kekimizde tabii ki yine her zamanki gibi beyaz şeker yok. Kekimize tadını veren güzellikler meyveler. Şu andaki tadı tam tatlı severlere göre oldu. Ben az tatlısevdiğim için bir sonrakine üzümleri koymadan yapacağım. Fakat siz tam bir tatlı severseniz malzemeyi hi eksiltmeden böyle denemenizi öneririm. Kekimi tatlandıran harikalar... İki kırmızı elma, bir muz ve 2 avuç kuru üzüm Malzemeler : 2 kırmızı elma 1 muz 2 avuç kuru üzüm 2 yumurta 1 bardak badem unu 1/2 paket kabartma tozu Tarçın Muskat rendesi Meyvelerimizi yukarıdaki gibi hazırladıktan sonra içine 2 tane çırpılmış yumurtamızı ekliyoruz. Sıvı karışımımız hazır oluyor. Daha sonra diğer tarafta tüm kuru malzemeleri karıştırıp ıslak malzemelerle birleştiriyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz kek kalıbımıza döküyoruz. Benim kek kalıbım 28 cm uzunluğunda baton kalıp. 160 derece önceden ısıtılmış fırında 50 dk kadar pişiriyoruz. Soğuduktan sonra dilimlemenizi öneririm. Kek de soğuduktan 4-5 saat sonra daha güzel oluyor ama ilk dilimi yemeden durabilir misiniz bilmiyorum :) Özellikle ertesi gün daha da güzel oldu. Kekin yapısı hafif ıslak oluyor. Ben o ıslak kek havasına bayılıyorum. #şekersizkek #şekersiztatlı #glutensiz #bademunu
- Yumurtalı Pazı Muffin
Sebzelerle yumurtaların birleştiği yemekleri çok seviyorum ama tavada değil, fırında :) Bu şekilde yumurtanın baskın tadı hafifliyor. Haftasonu organik pazardan pazı almıştım. Pazılı yumurta bence enfes bir birleşim oluyor. Hemen 10 dakikada bu şahane arkadaşları yaptım. Malzemeler : - 1 bağ yıkanmış, soğan ve sarımsak ile sotelenmiş pazı. Burdaki önemli nokta pazıların biraz diri kalması çünkü fırında da pişmeye devam edecek. - 4 tane çırpılmış yumurta - 250 gr lor peyniri - süslemek için susam Bir kapta bütün malzemeleri karıştırın ve kağıt muffin kaplarına dökün. Üstlerini susam veya isteğinize göre çörek otu ile süsleyin. 180 derece fırında 25-30 dk kadar gözlemleyerek pişiriniz. Ben üstüne yoğurt ve acı sos da koydum. Çok yakıştı. Tarifin notu : Bu tarifte un ve yağ kullanmadan protein bombası muffinlar yaptım. Unsuz bir yemek sizi çok daha uzun süre tok tutacaktır. #pazı #glutensiz #düşükkarbonhidrat #sağlıklıyemek
- Kajulu enerji topları
Bu toplar tam enerji verecek cinsten. Spor öncesi, uzun bir toplantı öncesi, sınava hazırlanma süreci gibi güce ihtiyacımız olan anlarda tam olarak imdadımıza koşacak bir arkadaş. Yapımı da sadece 2 dakika sürüyor ki bu en iyi özelliği bence :) Malzemeler : 2 avuç ceviz 2 avuç badem 2 avuç kaju 1 yemek kaşığı kaju ezmesi (kaju ezmesi yoksa şeker katkısız herhangi bir ezme) 2 adet küp kesilmiş kuru kayısı 2 yemek kaşığı keçiboynuzu özü (yoksa bal veya pekmez de olur) Malzemelerin hepsini rondoya koyup, hamur kıvamı alana kadar çekiyoruz. Bu görüntüye gelmesi 1 dakika kadar sürüyor. Hamuru rondodan çıkartıp ellerimizle toplar yapıyoruz ve hindistancevizi ununa bulayıp buzdolabında 1 saat bekletiyoruz. Tadı gofret gibi çok değişik oldu. Ben bayıldım. #toplar #şekersiz #şekersiztatlı
- Çıtır Patlıcan Çubukları
Yaz gelince en çok bu yemeği yapabileceğim için seviniyorum. Sebzesi, meyvesi hariç yazla pek aram yoktur. Sıcağa karşı pek dayanıklı değilim ama şu patlıcan için yazın sıcağına razıyım. Malzemeler : 2 tane ince patlıcan 1 yumurta Galete unu veya mısır unu Soğan tozu, sarımsak tozu, tuz (ya da dilediğiniz baharatlar) Avokado yağı veya ısıya dayanıklı bir sıvı yağ Patlıcanların kabuklarını soymadan, parmak kalınlığında kesiyoruz. Patlıcanlar ne kadar ince olursa o kadar çıtır oluyor. Bir kapta yumurtayı çırpıyoruz. Bir buzdolabı poşetinde de galete unu veya mısır unu ile baharatları karıştırıyoruz. Patlıcanları önce çırpılmış yumurtaya buluyoruz. Fazla yumurtasını akıtıp, patlıcanları kuru karışımın olduğu poşete atıp, poşeti sallayarak karışımın patlıcanların her yerine bulaşmasını sağlıyoruz. Patlıcanlları yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine dizip, üstüne salataya gezdirir gibi yağ döküyoruz. Ben bu yağı fırça ile dilimlerin her yerine yedirdim. Benim biraz harcım arttı. Ziyan olmasın diye havuç da dilimledim ve havuçları da aynı işlemelere tabi tuttum. 200 derece altlı üstlü fırında kızaran kadar pişirdim. Ortalama 20-25 dk sürüyor. Ben acı sosla yedim ama sarımsaklı yoğurtla da harika oluyor. Tarifin notu : Bu tarifte mısır unu kullanırsanız, çıtır çubuklarınız glutensiz olur. Galete unu ile yaparsanız glutenli ama daha da çıtır olur. Sağlık durumunuza göre ayarlayabilirsiniz. #patlıcan
- Kinoa ve kurufasulye unlu poğaça
O kadar güzel bir poğaça oldu ki. Ben susayım poğaçalar konuşsun diyorum. Bu saatte bunu yemek istiyorum ama yutkunarak sabahı beklemekte bir dünya markasıyım. Bu ara kahvaltıda yumurta yemekten bana fenalık gelmişti. Değişiklik arayıp duruyordum, ortaya bu şahane arkadaşlar çıktı. Mide yakmayan, şişkinlik yapmayan, glutensiz, proteinli topçuklar. Malzemeler * 1/2 bardak kinoa unu (Daha önce marketten kinoa unu almıştım ama tadı o kadar kötüydü ki hepsini atmıştım. Çiğ bir tadı vardı. Instagram'dan tatlı arkadaşım Halecim, Güzel Gıda'nınkini denememi önerdi, bayıldım. Naturelka'nınki de harika) * 1/2 bardak kurufasulye unu * 1 yumurta (sarısı dışına, beyazı içine) * 1/2 paket kabartma tozu * 2 kibrit kutusu büyüklüğünde rendelenmiş sert peynir. Ben İzmir tulumu kullandım, eski kaşar da lor da olur) * 3/4 bardak yoğurt suyu (biliyorsunuz ev yoğurdu su salıyor, ben de onu hep biriktiriyorum. Ben bu suyu kullandım ama siz aynı oranda sütveya yoğurt da kullanabilirsiniz) * Süslemek için susam ve haşhaş tohumu Hepsini karıştırdım, yoğurdum. Kıvamı ele hafif yapışan, yumuşak bir hamur oldu. Ellerimi yağlayıp yuvarlaklar yaptım. Yumurta sarısını sürdüm ve süslemelerini yaptım. Buraya kadar herşey 5 dakika sürdü. Yağlı kağıt serdiğim fırın tepsisine dizdim ve 175 derece turbo fırında 30 dk pişirdim. Nerdeyse bir haftalık kahvaltım hazır oldu. 12 adet poğaça çıktı. Hazırlaması gerçekten 5 dakika sürüyor. Her sabah işe giderken çantanıza 2 tane atsanız, sağlıklı kahvaltınız her yerde sizinle olur. Dışarda beyaz unlarla, margarinlerle yapılmış olan poğaçaları yemek zorunda kalmazsınız. Tarifin notu : Kinoa da kurufasulye de bitkisel proteinden yüksek oldukları için sizi uzun süre tok tutarlar. #glutensiz #kurufasulyeunu #kinoaunu
- Süzme Kefir Peyniri
Buyrun...sağlık dolu, çok basit, marketlerde satılanlardan kat be kat daha lezzetli süzme peynir. Dün İstanbul Gastronomi'de Sevgili Nazlı Pişkin'in kefir atölyesine katılmıştım. Ben senelerdir kefir yapıyorum ama Nazlı Hanım'ın o harika anlatımını ve engin bilgilerini dinlemenin bir zevk olacağına emindim. Hem bu zevki aldım hem de üstüne bonus olarak süzme kefir peyniri yapımını öğrendim. Tabii ki eve koşarak gelip yaptım. Evde bir gün önce 1 litre süt ile yaptığım kefirim hazırdı. Bu tarifin hazır/paketli kefir ile olacağını pek sanmam. Eğer kefir mayanız yok ise bir an önce edinip kefir mayalamanızı öneririm. Benim mayam 1.5 senedir benimle. Artık evde bizimle yaşayan bir canlı. Hatta bir isim bile versem fena olmaz :) Buzdolabında içime hazır, cam şişede bekleyen kefirimi tülbent serdiğim bir kaba döktüm. Sonra tülbenti bir iple bağlayıp, dolabın kulbuna astım. Altına da suyu biriktirmek için cam bir kap koydum. Burda biriken sıvı kefir altı suyu ve çok kıymetli. Protein deposudur. Harika probiyotikler barındırır. Spordan sonra içebilirsiniz veya smoothielerinize ekleyebilirsiniz. Bu fotoğrafı çekerken aldığım pozisyonları tahmin bile edemezsiniz :) 3 saat böyle süzüldü. Bu aşamada peynirimiz koyu bir yoğurt kıvamında aslında hazır oluyor. Fakat üstüne bir ağılık koyup 3-4 saat daha bekletirseniz, keserek yiyebileceğiniz harika bir kıvam alıyor. Ben bir üst aşamaya geçip ağırlıkla da beklettim. Artık ipi dolap kapağından çözüyoruz ve tülbentteki peynirimizi bir süzgece oturtuyoruz. Altında yine fazla suyun süzüleceği bir kap olmalı ki bu hazine gibi suyu saklayabileyim. Ağırlık olarak elime hemen havan geçti, havanı koydum. 3-4 saat sonunda artık hiç su damlamayacak duruma gelince, tülbenti elimle son bir kez sıktım ve açtım. Muhteşem peynirim hazırdı...Hava almayan cam bir kaba koyup buzdolabına gönderdim. Sabah uyanınca tohum krakerimin (tarifi burada) üstüne sürüp bir güzel yedim. #kefirpeyniri
- İçimizdeki baktericikleri beslesek de mi büyütsek?
Dün çok zevk aldığım lakto-fermantasyon yöntemi ile sebzeleri fermante etme atölyesine katıldım. Öğrendiğim bu güzel yöntemi sizinle paylaşmadan önce, sebzeleri neden fermante etme ihtiyacı duyduğumuza bakalım. Bağırsaklarımızda vücudumuzun dengesini sağlayan, tüm yediklerimizi ve onların enzimlerini ayrıştırıp, önemine göre gitmesi gereken yerlere ileten minik dostlarımız var. Bunlara iyi bakteriler, yani probiyotikler deniyor. Probiyotikler bağırsaklarımıza bir duvar örerek bizi her türlü kötü bakteriye karşı koruyor ve onlarla savaşıyor. Dünyaya annemizden aldığımız birçok probiyotiğe sahip olarak geliyoruz ama zamanla bunları antibiyotik, paketli ürün ve şeker tüketerek yok ediyoruz ve zararlı bakterilerin beslenip büyümesine yol açıyoruz. Aslında geleneksel beslenmemizde iyi probiyotikleri alabileceğimiz yöntem çokken, modern hayatta artık her şey fabrikasyon üretimlere geçtiği için kaybettiğimiz probiyotikleri yerine koyamıyoruz. Vücudumuzda probiyotikler azaldığında ne oluyor? Hep şikayet ettiğimiz şişkinlik ve gaz sorunu Kronik yorgunluk Alerji Depresyon Akne sorunları Kilo dengesizliği Probiyotikleri hangi besinlerden alabiliriz? İyi probiyotikleri ev yapımı yoğurttan, kefirden, peynirden, ekşi mayadan, turşudan, salamura zeytinden, sirke ve şalgamdan, bozadan alırız. Örneklerden de anlaşılacağı gibi bunların hepsi yaşayan, bekledikçe yapılarında değişiklik gösteren besinlerdir çünkü hepsi belli bir fermantasyondan geçerek elde edilir. Çok basit olan lakto-fermante yöntemi ile de sebzelerimizi fermante edip, vücudumuza farklı bir kaynaktan probiyotik alabiliriz. Belirtmek isitiyorum ki bu turşu değildir. Ertesi gün pişireceğiniz herhangi bir sebzeyi, 24 saat bile fermente edip ondan sonra yemeğinizi yapabilirsiniz. 24-48 saat gibi sürelerde tadı degişmiyor, yumuşamıyor ama probiyotik doluyor. Dilerseniz daha uzun bekletip turşu gibi kavanozdan çıkarttığınız anda da tüketebilirsiniz. Sanıyorum benim favorim bu yöntem olacak. Şimdi gelelim yönteme… Öncelikle bilgilerini bizimle paylaşıp, şifayı dağıtan İpek Kuşçu’ya teşekkürlerimi iletmek isterim. Malzemeler Fermante etmek istediğiniz sebzeler İyotsuz tuz Kefir altı suyu (kefiri süzdüğümüzde altta alan su, detayını kefir peyniri postumda görebilirsiniz veya ev yoğurdu suyu veya kefirin kendisi İçme suyu Temiz cam kavanoz Hardal tohumu Ardıç tohumu İsteğe bağlı tane baharatlar (kimyon, karabiber, kişnis gibi), sarımsak, zencefil Yapılışı Vereceğim oran 1 litrelik kavanoz içindir. Kavanoza sebzelerinizi eşit büyüklerde olacak şekilde kesip doldurun. En fazla 20 gr tuz, 50 gr peynir altı suyu (1 Türk kahvesi fincanı), 1 çay kaşığı hardal tohumu ve 2 tane ardıç tohumu koyup, üstüne suyu ekleyin. Kalın yapraklı bir sebze ile sebzelerin üstünü battaniye gibi örtün ve içme suyunu ekleyin. En son da üstüne bir ağırlık koyup, sebzelerin suyun üstüne çıkmasını engelleyin. Patlamaları engellemek için kavanozun ağzını kapak ile kapatmayıp, streç film ile kapatın. 15-20 derecedeki ortamda bekletin. 24 saat sonra tadı hiç değişmeden fermante işlemi tamamlanmış olacak ama 5 gün bekletip tükettiğinizde sebzeler yumuşamamış ama harika bir tada kavuşmuş olacak. Herkese şifa getirmesini dilerim. Sağlıklı, mutlu, şekersiz günler sizinle olsun... Bu yazım www.hthayat.com'da 30.Ocak.2017'de tarihinde yayınlanmıştır ve siteden alınmıştır. Save Save #hthayatyazılarım #probiyotikler #fermantesebze
- Tatlı kaçamakları dengelemenin yolu
Bana genellikle aşağıdaki gibi sorular çok geliyor. Dışarıda hiç mi yemek yemiyorsun? Makarna, pizza yemiyor musun? Canın abur cubur istemiyor mu? Tabii ki yiyorum ama çok seçici davranıyorum ve bu tür şeyler yediğimde mutlaka o gün içinde ve ertesi gün bazı şeyleri kısıyorum. İstisnası olmadan, yemediğim tek şey “rafine şeker” çünkü şekerin vücudumuza verdiği zararı, başka hiçbir besin vermiyor. Diyet mantığı ile ömrümüzü geçirmemiz imkansız. Diyet dediğimiz 1-2 veya 6 ay yapılır ama senelerce sürmesi imkansız ve sağlıksız. Diyeti bıraktığımız ve normal beslenmeye döndüğümüz an, tekrar hemen kilo almaya başlarız. Bu yüzden hayatımızın her alanında olduğu gibi beslenmede de denge kurmalıyız. Bu denge bize uzun vadeli sağlık ve kilomuzda istikrar getirecektir. Peki, kaçamak yaparken günümüzü nasıl dengeleyeceğiz? Uzun Pazar kahvaltılarını kim sevmez? Bir kahvaltı “terapisi”nde 2 dilim yerine 5 dilim ekmek yediysem veya dayanamayıp 1-2 parça börek yemişsem, o gün başka hiçbir öğünde karbonidrat almıyorum ki vücudum sabah aldığı karbonhidratı enerjiye çevirsin ve onlar kendi aralarında anlaşsınlar. Diğer öğünleri bir parça protein eklenmiş salata, yemişler, meyve, yoğurt ve bol sebze yemeği ile geçirirsem, o günü iyi kapatmış oluyorum. Ertesi sabah tartı ile kavgamız olmuyor. Bu arada kahvaltıya terapi dedim, çünkü sevdiklerimiz ile yaptığımız uzun kahvaltılar ve onun yanındaki sıcacık sohbetler ruhumuza ilaçtır. Bize mutluluk verir. Sağlıklı beslenmeyi seçeceğiz diye kendimizi bu güzel zevkten mahrum bırakmayalım. Madem kahvaltıda fazlası ile yedik, diğer öğünlerde dengeleyelim. Hem bedenimiz mutlu olsun hem de ruhumuz. Genellikle Cuma geceleri dışarı çıkmayı seviyorum. Bütün haftayı bitirmiş olmanın mutluluğu ile, kendimi haftasonuna hazırlamak için bana en güzel gün Cuma gibi geliyor. Restaurantta yemek seçimi sürecinde karar verene kadar geçen zaman çok tehlikeli. Eşimin veya arkadaşlarımın seçimlerine bakmayıp kendi seçimimi yapıp hemen siparişimi veriyorum. Baslangıç olarak bir çorba isteyip, sonrasında da en sebzeli, en salatalı yemeği seçiyorum. Bunların yanındaki kırmızı şarap en vazgeçilmezim. Haftada bir gün neşe kaynağım. Benim için Cuma akşamının karşılığı budur. Buradaki kaçamakları da Cumartesi sabahı çok iyi bir spor yaparak vücudumdan atmaya çalışıyorum ve yine ertesi gün bol su ve temiz beslenme ile devam ediyorum. Haftaiçi 5 gün tamamen temiz beslenip, 2 gün haftasonunun keyfini çıkartmak gibi bir düzenim oldu. Yalnız haftasonunda da yukarıda bahsettiğimden daha fazlasına kaçmamak lazım. O zaman da haftaiçi verilen tüm çaba boşa gidiyor. Dünyada buna genelde 5-2 kuralı deniyor. Beslenmesini bu şekilde sürdüren, hem sağlıklı kalıp hem de istediklerini yemenin keyfini çıkartan çok kişi var. Bu 1-2 kaçamak tabii ki haftasonu olmak zorunda değil. Bazen de haftaiçi programımız oluyor. O zaman da hakkımı haftaiçi bitirdiğim için, haftasonunu uslu uslu geçiriyorum. Işin özünde, beslenmemizde denge kurarak, zevk aldığımız yiyecekler ve içeceklerden vazgeçmeden, saglığımızı ve kilomuzu koruyabiliriz. Sadece yediğimizin, içtiğimizin üzerinde bir kez daha düşünmek ve günümüzü planlamak bunun için yeterli olacaktır. Kaçamağı yaparken de sonuna kadar onun hazzını yaşayalım. Farkına vararak, tadını alarak yiyelim ki yaptığımıza değsin ve bize mutluluk versin. Herkese sağlıklı, mutlu ve şekersiz günler dilerim. Bu yazım www.hthayat.com'da 13.01.2017'de yayınlanmıştır ve siteden alıntıdır. #hthayatyazılarım