top of page
Yazarın fotoğrafıSema Özpekmezci

Neden Üreyemiyoruz?

Güncelleme tarihi: 24 Ağu 2020

Konu o kadar özel ki ne görsel seçeceğimi şaşırdım. Umarım çok kişiye ulaşır ve faydası olur. Bilip de susamadığım günlerden biri. Instagram'dan çok kişiye ulaştı ama bu konu burada da dursun istedim.

Aranızda beni çok önceden beri takip edenler, ailem gibi olanlar hatırlar. Ilk kez bir tüp bebek merkezine (TBM) gittiğimde hayatımın şokunu yaşamıştım. Ben hep sanıyordum ki TBMleri 40 yaş çiftlerle dolu. Gidip, orada 1 saat vakit geçirince ve bekleyenlerin, işlem yaptıranların benim gözümde daha çocuk diyebileceğim çiftler olması ile şok olmuştum. Yaş ortalamaları 25-28. Bu gencecik çocuklar neden doğal yolla hamile kalamıyordu? TBM’lerinde ne işleri vardı. Bu arada benim sorunum tamamen fiziksel bir şeydi, yapılan yanlış bir operasyonda rahim duvarım hasar görmüştü. Bir daha hiç kalınlaşmaz denirken, şu anda maşallah normal kalınlığında. O zamanlar bu işlere çok kafa yormuştum. Fonksiyonel Tıp’a da yeni giriyordum. Zaten Fonksiyonel Tıp okumamda bu kendi özel sorunumun da etkisi büyük olmuştur.

Geçenlerde en yakın arkadaşım beni arayıp ‘’Semoşum hamile kalamamanın beslenme ile ilgisi var mı’’ deyince, bir dakika dedim. En yakın arkadaşım bana bunu soruyorsa hala beni takip edip bilmeyen binlerce kişi vardır. Sizlerden çok rica ediyorum, bu bilgiyi ihtiyacı olacağını (hamile kalamayan, regl sorunları yaşayan, pmsten bıkan, PCOS olan ve kilo fazlası ve tiroid/insülin direnci olanlar, aslında tüm insanlık. Bence hahah) düşündüğünüz tüm etrafınızla paylaşır mısınız? Çabalayan insanları görünce çok üzülüyorum. Onun psikolojisini o kadar iyi biliyorum ki. Neden üreyemiyoruz? Çünkü bedenlerimiz bozuldu. GDO’lu gıdalardan, yüksek şeker/karbonhidratlı/koruyucu maddeli gıdalardan, fazla ve genetiği değişmiş glutenden, tarım ilacından, yönetilemeyen stresten, yüksek endişelerden, bozulan ilişkilerden, sadece hamile kalabilmek için yapılan sevişmeden, birbirini dinlemeyen eşlerden, kokusunu, tadını, zevkini, bakışını göremediğiniz eşten, bedenimizle irtibatı kesmekten, onunla kopmamızdan… 25 yaşında bir çift nasıl hamile kalamaz? Biliyorsunuz milyonlarca hücreden oluşuyoruz. Bu hücrelerin enerji üretebilmesi için, bağırsakların doğru çalışıp sinir sistemi vasıtası ile beyinle irtibatta olabilmesi için, hormonların doğru salgılanması için, tüm parçaların iyi çalışabilmesi için doğru beslenme 1. koşul olarak şart, sonra diğer anlattıklarım. Zaten hepsi çember.  Hamile kalamamaların nedenleri, tiroid sorunları, PCOS-bunun yanında gelen insülin direnci ve bir de ‘’adlandırılamayan fertilite sorunları’’ olarak geçiyor. İşte bu adlandırılamayan %70’lik kısım bu anlattıklarım. Öncelikle şu konuda anlaşmamız lazım. Bu sadece kadınların sorunları değil. Lütfen bunun stresini, üzüntüsünü tek başına üstünüze almayın. Ben o zamanlar bu konular ile uğraşırken bana o kadar özel mesajlar yazmıştınız ki. Hep birlikle sizlerle ağlamıştım. Bunu lütfen kendinize yapmayın. Adı üstünde çiftleşme, iki kişi ile olur. Eğer erkek spermindeki pestisit kalıntısı %10’dan fazla ise sperm zaten otomatik olarak dölleyemiyor. Zehir taşıyor aslında. Veya aşırı hayvansal ürün tüketimi. Ulaşabildiğimiz etler ve süt ürünleri hep hormonlu. Bu yapay hormonlu gıdaları kendi bedenimize alıp, nasıl bizim bedenimizin doğru hormon salgılamasını bekleyebililiriz? Defalarca tüp bebek denemiş, artık vazgeçmiş, sonra 3 ay glutensiz/şekersiz/süt ürünsüz/organik/bitkisel ağırlıklı beslenip doğal olarak hamile kalanlar çiftlerin sayısı inanın çok fazla. (Tabii fizyolojik bir sorun yoksa)

Vajina genel olarak asidik bir ortam. Sperm de ph'ı nötr ortamda canlı kalıyor. Yumurtlama zamanı kadın salgıladığı bir sıvı ile, rahmini alkali tutup, spermin yaşaması için ortam yaratıyor. Fakat kadın vücudunu fazlası ile asidik ise (şekerden, glutenden, alkolden, süt ürünleri ve paketli gıdadan) salgıladığımız o sıvı, spermin yaşaması için yeterli olmuyor. Normal doğamızda bu kadar asidik değildik çünkü ve o sıvı kendi işini yapıyordu. Mekanizma aslında müthiş çalışıyor ama dışarıdan bozmazsak. Kadın bedeninin de alkali olması lazım ki sperm canlı kalsın. Her gece binlerce yeni hücre üretiyoruz. Ben ameliyat ile, insan eli ile hasar verilmiş rahim duvarımı bu şekilde kalınlaştırdım. Bol sebze suyu (her gece gelen yeni hücreleri beslemek için) ve rahimdeki doğru kan dolaşımı için hergün yürüyüş. Gluten/şeker hayatımda zaten yoktu ve mucize gibi, şu anda kalın.  Bana inanın, bu mucizevi bedende her şey mümkün. Bu sorunun neden son 30-40 yılda patladığını düşünsek bile, aslında nedenler çok açık. Aylık period sağlığı da bununla çok ilgili. Yaşadığınız pms’ler, regl öncesi yemek aşermeler, ağrılar, depresyonlar…Bakın siz temiz beslenin, o pms nasıl uçup gidiyor. Eliminasyon gruplarımda her ay bir çok kadınla çalışıyorum. Son 3 yılda binlerce kadına yaklaştık ve daha ilk ayda bile tüm pms yok olup gidiyor. Bu bir tesadüf veya mucize değil, bedenin kendi doğal hali. Bedeninize ve zihininize güvenin. Sağlıklı beslenme zevksiz bir şey değil. Önce kendi kendinize. Koyduğunuz duvarları ve engelleri yıkın. Hiçbir yemek veya paketli ürün hayatınızdan daha değerli değil.

Bu fikri kabul etmek biraz vakit alabilir belki ama doğru yol bu. Siz yine gerekiyorsa tüp bebek yapın ama bilin ki bu kısmı es geçerseniz, diğerinin gerçekleşmesi çok zor. Mutlaka ama mutlaka tedavinizi bu kısım ile desteklemeniz lazım. O hormon iğnelerini yaparken, elinizde kırmızı paket çikolatalı gofret varsa, inanın ihtimallar çok düşüyor. Bilip de susamadığım bir gün demiştim değil mi? Umarım hayatınızı değiştirmek için sizlere bir fikir verebilmişimdir.

Herkesi kocaman kucaklıyor ve sorunlardan uzak, mutlu olacağınız zamanlar geçirmenizi diliyorum.


1.001 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page